Köşe yazarı Yahya Bostan köşe yazısında 14 Mayıs seçimi öncesi sosyal meydada paylaşılan videoları ele aldı.
Yahya Bostan’ın kaleme aldığı yazı şu şekilde:
“14 Mayıs seçimlerine kısa bir süre kala sosyal medyada toplumsal fay hatlarını dinamitleyecek, seçim sonuçlarını doğrudan etkileyebilecek videolar dolaşıma sokuldu. Videolarda yüzlerce Afgan göçmenin Türk sınırlarına doğru yürüdüğü görülüyordu.
Kaçak göçmen ve mülteci meselesinin Türk siyasetini etkileyen hassas konulardan biri haline geldiği malum. Zaman ayarlı bu videoların kaynağı yabancı bir ülke ve bu ülkenin istihbarat örgütüydü. Amaç Türk seçmenin aklını bulandırmak, göçmen karşıtı ateşe odun taşımak, böylece seçim sonuçlarını etkilemekti.
Bu konunun detaylarına geleceğiz ama önce 28 Mayıs’ın ardından kritik başlıklarda hangi gelişmelerin yaşanabileceği sorusuna diplomasi kulislerinde verilen yanıtlara bakalım.
Cumhurbaşkanlığı seçiminden çıkacak tablonun Türkiye’nin rotasını tayin edeceğine şüphe yoktu. Olası bir iktidar değişimi Ankara’nın denge unsuru olduğu Ukrayna ve Rusya’da, garantör olduğu Güney Kafkasya’da, Batı’yla ve bölgesel aktörlerle rekabet ettiği Doğu Akdeniz ve Suriye’de izlenen politikalarda köklü değişimlere yol açacaktı. Bu yüzden bazı başkentler seçim sonuçlarını görmek ve ona göre hareket etmek için aylar öncesinden pozisyon almıştı.
Bu süreçte bekle-gör tutumu takınanlar, normalleşme süreçlerinde işi ağırdan alanlar oldu. Kimi Türkiye’de iktidar değişimini satın aldı, hatta bu değişim için örtülü girişimlerde bulundu. Batı basınının takındığı Ankara karşıtı sert tutum, perde gerisinde Avrupa başkentleri ve ABD tarafından da sahiplenildi.
AÇILIMLAR SOMUT HALE GELECEK
Ancak 28 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türk seçmenden güçlü bir destek alması diplomaside kartların yeniden karılmasına yol açtı. Birçok ülke lideri Ankara ile ilişkileri tazelemek için sıraya girdi. ABD, Fransa, İsrail ve AB liderleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı arayarak tebrik eden ilk isimler arasında yer aldı.
Bir kaynağımın işaret ettiği gibi, tebrik mesajlarının satır arası bize şunu söylüyor. Başta Ukrayna olmak üzere önemli bölgesel meselerde, Türkiye’nin kritik rolü kabullenildi. Türkiye’yi Doğu Akdeniz meselesinden soyutlamanın mümkün olmadığı görüldü. Avrupa güvenlik mimarisinin ayakta kalmasının Türkiye’ye bağlı olduğu anlaşıldı.
Bunun yanısıra…
Bir başka kaynağımın tespitiyle bir süredir sorunlu alanların ortadan kaldırılması için atılan adımlar artık daha hızlı ilerleyecek ve somut hale gelecek. Seçimlerin ardından Mısır’la normalleşme sürecinin hız kazanması bu tespiti doğruluyor. Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı arayarak tebrik etti. Görüşmede büyükelçilerin karşılıklı olarak atanması kararı alındı. Elçilik konusunun iki ülke arasında daha önce de gündeme geldiğini, Mısır tarafının “Açıklamayı liderlerimiz yapsın” diyerek duyuruyu seçim sonrasına bıraktığını da ekleyelim.
Bu arada yeni dönemde İsveç’in NATO üyelik talebine Ankara’nın nasıl bir cevap vereceği de merak ediliyor. Ülkede terörle mücadele yasası dün yürürlüğe girdi. Söylenene göre İsveç’in uygulamaları yakından takip edilecek. Beklenti karşılanmazsa Ankara’nın bu talebi kabul etmesi zor görünüyor.
ABD Başkanı Biden, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesinde, F-16 konusunun açılması üzerine, İsveç’in NATO üyeliğini gündeme getirdiğini belirtti. Kongre dengesi nedeniyle İsveç konusunun F-16 sürecini geciktirdiği görülüyor. Ankara’da “F-16 konusunda acelemiz yok” yorumu yapılıyor. Orta vadede bu ihtiyacı karşılamak için yerli savunma sanayiine ağırlık verme seçeneği masada duruyor.
ZAMAN AYARLI DOLAŞIMA GİREN VİDEOLAR
ABD ile en önemli başlık terörle mücadele ve Suriye. ABD teröre verdiği desteği sona erdireceğine ilişkin herhangi bir işaret vermiyor. ABD’yi planlarını gözden geçirmeye zorlayacak şey Türkiye’nin Suriye ile normalleşme sürecine hız vermesi olabilir. Ancak Suriye ve İran’ın seçime bir ay kala pozisyon değiştirmesi, Moskova’daki dörtlü toplantıya Rusya’nın baskısıyla oturması normalleşme sürecinin geleceğini belirsiz kılıyor.
Tam da bu noktada başlıktaki sorunun yanıtına gelelim. Türk sınırına doğru yol alan kalabalık Afgan göçmen gruplarına ait o tartışmalı videolar İran topraklarında çekildi. Videoları İran yanlısı sosyal medya hesapları dolaşıma soktu. Yerel kaynaklara göre İran güvenlik güçleri, göçmenleri Türk sınırına yönlendirdi ve bu görüntülerin ortaya çıkmasına zemin hazırladı.
Bu hamlenin ikili ilişkilere etkisini de bir başka yazıda değerlendirelim.”
patronlardunyasi.com
