DP Genel Lideri Uysal, İstanbul’da partisinin vilayet kongresinde konuştu: ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin fetret dönemi’

Demokrat Parti (DP) Genel Lideri Gültekin Uysal, Beşiktaş’ta Süleyman Seba Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen partisinin 15. Olağan İstanbul Vilayet Kongresi’nde konuştu.

Uysal, asırlar uzunluğu taşıdıkları bayrağı daha da ileri taşımanın mecburiyetinde olduklarını belirterek, “Bugün geldiğimiz noktada, yarın cumhuriyet tarihi yazılırken içinde bulunduğumuz periyot, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir fetret periyodu olarak yazılacaktır. O nedenle dava arkadaşlarım, şuurumuzu en tepe noktasına çıkarmak mecburiyetindeyiz. Aksi takdirde günlük hengameler ve rekabet içerisinde söylenecek kelamlar, içinde bulunduğumuz kuralları tabir etmeyebilir” diye konuştu.

‘LAİKLİK’ VURGUSU

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk tarihi içerisinde gördüğü rolün yok sayıldığını sav eden Uysal, açıklanan “Türkiye Yüzyılı”nın temenniler beyannamesinden ibaret olduğunu savundu.

“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” ismi altında bir keyfi rejim olduğunu öne süren Uysal, “Cumhuriyet ne demek? Demokrasi ne demek? Esasen sorunlu bir demokrasi serüvenimiz var. Kaybettiğini yerine koymakla geçmiş bir demokrasi serüvenimiz var. Laiklik ne demek? Birileri din düşmanlığı diye uyguladı. Birileri de din düşmanlığı diye zihinlere çaktı. Halbuki laiklik bu ülkenin birliğinin, beraberliğinin teminatıdır.” diye konuştu.

“GEREĞİNİ YAPMALIYIZ”

Anadolu’nun her noktasında olduğu üzere bu bayrağı taşıyanlara müteşekkir olduğunu lisana getiren Uysal, şöyle devam etti:

“Memleketimizin yarınları ismine telaşlarımızı, hayallerimizi burada söz etmeye çaba gösterdik. Tekrar, daha kuvvetli bir formda Türkiye’nin her noktasından, İstanbul’dan kan pompalıyoruz. Zira tüm yollar İstanbul’a çıkıyor. O nedenle İstanbul teşkilatımızın, açık yüreklilikle tabir etmek isterim ki her bir ilçesi bir vilayet kararında. Onun gereğini yapmalıyız. Yalnızca burada görev yapmıyoruz. Buradan tüm Anadolu’ya asıl Mustafa Kemal Atatürk’ün çok sevdiği, beni de çok etkileyen, başka bir pay kapıldığım 16 Mayıs’ta Bandırma Vapuru’yla İstanbul’dan çıkarken tarihe nakşettiği üzere ‘Biz Anadolu’ya cüret ve irade götürüyoruz’ dediği üzere buradan tüm Anadolu’ya hamaseti, iradeyi sizler pompalayacaksınız.”