MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin terör elebaşısı Abdullah Öcalan’a yönelik çağrısının ardından başlayan adı konmayan ikinci çözüm sürecine karşı HÜDA PAR, “Kürt Çalıştayı” yapacağını açıklamıştı.
HÜDA PAR söz konusu çalıştayı önceki hafta sonu “Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı” adıyla Diyarbakır’da gerçekleştirdi.
AKP’LİLER AKIN ETTİ
Çalıştayın yapıldığı salonda laik ve üniter cumhuriyet rejimine karşı ilk çıkan isyanlardan olan Dersim İsyanı’nın elebaşısı Seyit Rıza, yine cumhuriyetin ilk yıllarında şeriat isyanı çıkaran Şeyh Sait ile cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e “deccal” diyen Saidi Kürdi’nin fotoğrafları asıldı. Çalıştaya eski AKP milletvekilleri Mehmet Metiner, Sait Yüce, Abdurrahim Akdağ, Orhan Miroğlu; Eski AKP Diyarbakır İl Başkanı Av. Muhammed Akar, AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, Yeni Yol Partisi Grup Başkanvekili ve DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen, eski HDP Milletvekili Altan Tan katıldı. Siyasetçilerin yanı sıra Akit yazarı ve sözde tarihçi Mustafa Armağan, dinci-yazar Müfid Yüksel ile Saidi Kürdi’nin yeğeni ve Nur Cemaati’nin okuyucular kolunun elebaşlarından Sabri Okur da yer aldı.
‘KÜRTLER ULUS DEVLETLE SORUN OLDU’
Çalıştayın açılışında konuşan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, “Kürtler kiracı veya mülteci değil, bu vatanın sahibi ve devletin kurucu halklarındandır. Yüzyıllarca diğer Müslüman kavimlerle birlikte kardeşçe yaşayan Kürtler, ulus devlet fikrinin revaç bulmasından sonra sorun olarak algılanmış, kimlikleri ve varlıkları inkâr edilmiştir. Daha sonra varlıkları kabul edilip meseleye çözüm arayışları olmuşsa da doğru reçeteler uygulanamamış, çözüm gittikçe daha zor hale gelmiştir. Çözüm için ihtiyacımız olan iki şey şudur: Samimiyet ve irade” dedi.
AKP’Lİ İSİMLER CUMHURİYETİ HEDEF ALDI!
Eski AKP Milletvekili Orhan Miroğlu ise Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan Kürtlerin yaklaşık 200 yıldır var olma mücadelesi verdiklerini savunarak; “Kürtlerin kaderi Kandil’den gelecek birkaç mektuba bağlı değildir” şeklinde konuştu. Osmanlı Devleti’nin dağılmasının ardından hiçbir milletin mutlu ve huzurlu olamadığını iddia eden eski HDP Milletvekili Altan Tan ise yeni anayasada Kürtçe eğitim sistemi ve Kürtçenin resmi dil olması gerektiğini belirtti. AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu da konuşmasında “Kürt meselesi cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte resmiyet kazanmış bir sorun. Ortadoğu’da yaşanan yeni gelişmelere bakarak Türkiye’nin kendi evinin içini yeniden dizayn etmeli” ifadelerini kullandı.
ÇALIŞTAYDA FEDERASYON SAVUNULDU
Çalıştayda konuşan Yeni Yol Partisi Grup Başkanvekili ve DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen ise çözümün federasyondan geçtiğini işret etti. Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’ni örnek gösteren Ekmen, şu ifadeleri kullandı:
“Başta Türkiye olmak üzere tıpkı bugün Irak’ta olduğu gibi Suriye’de ya da İran’da olduğu gibi Kürtlerin içinde bulundukları ülkede yönetimden alacakları herhangi bir payın Türkiye için bir risk ve tehdit oluşturmadığını, bunun da en büyük emsalinin Irak Kürdistan Federal Bölgesel Yönetimi ile Türkiye arasındaki ilişkiler olduğunu şüphesiz anlatmaya çalışacağız.”
ULUSAL VARLIĞA ZARARLI CEMİYETİN YAYINLARI ÖRNEK GÖSTERİLDİ!
Eski AKP Milletvekili Said Yüce ise Saidi Kürdi’nin ulusal varlığa zararlı cemiyetler arasında olan Kürdistan Teali Cemiyeti’nin yayını olan “Kürt Teavün ve Terakki Gazetesi”ndeki yazılarını örnek göstererek; sorunun çözümünün Saidi Kürdi’nin önerileri olduğunu savundu. Gerici yazar Müfid Yüksel ise ulus yapısının bir Kürt diasporasına neden olduğunu iddia ederek; “Bugün ulus devletlerin getirdiği etnik sorunlar son yüzyılın bir hastalığı. Bu sorunlar çözümsüz değildir. Bu sorunda çözümsüzlük ve çatışmadan nemalanan kimse, topluluk ve gruplara fırsat vermemek lazım” dedi.
‘KÜRDİSTAN 4 DEVLET ARASINDA PAYLAŞTIRILDI’
HÜDA PAR Batman Milletvekili Serkan Ramanlı ise “Nerede eksik yapıyoruz ki başarılı olamıyoruz? Bugün Kürdistan 4 tane Müslüman kardeş devlet arasında paylaştırılmış durumda. İran’da Farslılarla beraber Kürtler var. Irak ve Suriye Kürtleri, Araplarla yaşıyorlar. Ve bizler Türk kardeşlerimizle yaşıyoruz” ifadelerini kullandı. “4 devletin de Kürtler ile yaşamanın ne gibi bir avantajının olacağından haberi yoktur. Belki de şuan zayıf olmalarının sebeplerinden biri de budur” diyen Ramanlı, şu ifadeleri kullandı:
“Biz Kürtler Türkiye’den ayrılma iddiası gütmüyoruz. Türkiye’de yaşayan Kürtlerin yüzde 90’ı Türkiye’den ayrılma iddiasını desteklemiyorlar. Diyorlar ki ‘Haysiyetli, değerli bir hayat bize kâfidir. Ancak varlığımız, kimliğimiz, dilimiz devlet tarafından kabul edilmelidir.’ Şunu bilmeliyiz ki silaha ihtiyacımız yoktur. Yolumuza sivil bir şekilde meşru ve siyasi olarak devam etmeliyiz.”
‘ULUS DEVLET PARADİGMASINDAN VAZGEÇİLMELİDIR’
Konuşmaların ardından çalıştayın sonuç bildirgesi Türkçe ve Kürtçe olarak okundu. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yüzyılının toplumsal travmalar, katliamlar, kıyamlar, isyanlar, haksızlıklar ve hukuksuzluklarla geçtiğinin iddia edildiği bildiride, şu taleplerde bulunuldu:
“Kürtler başta olmak üzere bu topraklarda yaşayan bütün insanlar için bu yüzyıl, büyük bir kayıp oldu. Kürt meselesinin çözümünün ancak ulus devlet paradigmasının ve ırkçı/kavmiyetçi bakışın terk edilmesi suretiyle mümkün olabilir. Devlet, çözüm için bu iradeyi ortaya koymalıdır. Ayrımcılığın sonlandırılması için yasal ve anayasal düzenlemeler yapılmalıdır. Şeyh Said gibi Kürt alimlerin hakları geri verilmelidir. Millî Eğitim Bakanlığı çatısı altında yazılan Tarih ve Edebiyat kitaplarındaki resmi ideolojinin gerçeğe aykırı tezlerinden vazgeçilmelidir. Kürtlerin ve Türklerin Malazgirt, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı gibi kritik süreçlerdeki tarihsel birliktelikleri açık bir şekilde yeniden yazılmalıdır. Kürtçe anayasal güvenceye kavuşturulmalı, anadilde eğitimin önündeki bütün engeller kaldırılmalıdır. Anayasada Kürtlerin yokluğu değil varlığı güvence altına alınmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkesin Türk olduğu tanımlamasından vazgeçilmelidir.”
UÇUM: ‘İHANET’
